eski haline getirmek

Sens de "eski haline getirmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	eski haline getirmek	restore v.
Despite this, I hope that it is possible to restore the Commission's preliminary draft in this respect. Buna rağmen Komisyonun ön taslağının bu açıdan eski haline getirilmesinin mümkün olduğunu umuyorum. More Sentences
Technical
2	Technical	eski haline getirmek	restore v.
It is within our power to restore the marshes of Iraq. Irak'ın bataklıklarını eski haline getirmek bizim gücümüz dahilindedir. More Sentences
General
3	General	eski haline getirmek	redintegrate v.
4	General	eski haline getirmek	unchange v.
5	General	eski haline getirmek	repristinate v.
6	General	eski haline getirmek	return something to a previous condition v.
7	General	eski haline getirmek	recycle v.
8	General	eski haline getirmek	reform [obsolete] v.
9	General	eski haline getirmek	renature v.
Phrasals
10	Phrasals	eski haline getirmek	bring back v.
11	Phrasals	eski haline getirmek	roll something back v.
12	Phrasals	eski haline getirmek	change something back v.
13	Phrasals	eski haline getirmek	restore to v.
14	Phrasals	eski haline getirmek	roll back something v.
Colloquial
15	Colloquial	eski haline getirmek	rehab v.

Sens de "eski haline getirmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	eski haline geri getirmek	reestate [obsolete] v.
2	General	büzülen dudakları eski haline getirmek	unpucker v.
3	General	büzülen dudakları eski haline getirmek	unpurse v.
4	General	eski haline geri getirmek	decondition v.
Phrasals
5	Phrasals	birini/bir şeyi bir durumdan eski haline getirmek	resurrect someone or something from something v.
6	Phrasals	(birini) eski haline getirmek	recall to (someone) v.
7	Phrasals	-i eski haline getirmek	recall to v.
8	Phrasals	-den eski haline getirmek	resurrect from v.
Colloquial
9	Colloquial	eski/normal haline getirmek	set to rights v.
Idioms
10	Idioms	kırılan bardağı onarmak/eski haline getirmek	unring a bell v.
Law
11	Law	davayı eski haline getirmek	restitution v.
12	Law	davayı eski haline getirmek	restore a case v.
Marine
13	Marine	gemiyi dengede tutan malzemeleri eski haline getirmek	freshen ballast v.
Mining
14	Mining	mineralleri eski haline getirmek	remineralize v.
15	Mining	mineralleri eski haline getirmek	remineralise v.
Dentistry
16	Dentistry	dişeti konturlarını eski haline getirmek	restore the gingival contours v.
Chemistry
17	Chemistry	(fosfat) eski haline getirmek	revert v.